Başlık 2: Biraz da Itrî Efendi
İstanbul’da Mevlânâkapı civarındaki Yayla semtinde doğar. Asıl adı Mustafa. Şiirlerinde kullandığı Itrî mahlası ve Buhûrîzâde lakabıyla tanınmıştır. Bu lakabın kendisine mi ailesine mi ait olduğu bilinmemektedir. Kırım Hanı I. Selim Giray’ın Çatalca’da bulunan çiftliğindeki musiki toplantılarında büyük itibar gören Itrî, IV. Mehmet döneminde (1648-1687) sarayda musiki hocası ve hanende olarak görev yapar. Kaynaklarda IV. Mehmet’in onu sık sık saraya davet ederek bestelediği eserleri bizzat kendisinden dinlemiştir. Kendi isteği üzerine esirciler kethüdâlığı ile görevlendirilir. Onun bu görevi, esirler arasındaki kabiliyetli ve güzel sesli gençleri bulup yetiştirmek ve geldikleri ülkelerinde mûsikisi hakkında bilgi edinmek, Türk musiki tarihinin en önde gelen birkaç simasından biri olan Itrî Efendi hanendeliği, şairliği ve hattatlığının yanı sıra özellikle bestekârlığı ile tanınmıştır.
Kaynaklarda Buhûrîzâde künyesiyle anılan başka hânendeler de bulunmaktadır. Sade ve açık ifadelerle yazdığı manzumelerinden Itrî’nin güçlü bir şair olduğu anlaşılmaktadır. Itrî Efendi aynı zamanda ta‘lik hattında söz sahibi bir hattattır Itrî’nin bir musikişinas olarak asıl önemli yönü bestekârlığıdır. Türk mûsikisinin cami, tekke ve klasik musiki alanlarında peşrev, saz semaisi, kâr, beste, semai, âyin, na‘t, durak, tevşih, tekbir, salâ ve ilahi olmak üzere hemen her formunda eser vermiş Itrî’nin eserleri alışılmışın dışında bir melodi örgüsüne sahiptir. Çoğunlukla Fuzuli, Nev’i, Şehri, Nâbî gibi şairlerin ve arkadaşı Nazîm’inin manzumelerini bestelemiştir.
Mevlevihanelerde ayin-i şeriften önce okunan, sözleri Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’ye ait olan ve “Na‘t-ı Mevlânâ” adıyla bilinen rast na‘t sağlam melodik yapının olgun bir göstergesidir. Öte yandan âhenkli bir ses örgüsüyle işlenen segâh âyini de Mevlevî âyinlerinin en güzel örneklerindendir.
Itrî’nin İstanbul surları dışında oturduğu, çiçek ve meyve meraklısı olduğu, bahçe işleriyle uğraşmaktan zevk duyduğu ve kendisine Itrî mahlasının bu sebeple verildiği, “Mustâbey” armudunun da onun tarafından yetiştirildiği kabul edilmektedir. Yahya Kemal Beyatlı “Itrî” adlı şiirinde, onun Türk musikisindeki yerini dile getirmiştir. Itri 1711 yılında İstanbul’da vefat etmiştir ve Edirne şehitlik mezarlığına defedilmiştir. [1]
Itri’nin Bazı Eserleri
- Yarab Kime Feryad Edeyim.
- Gamzen ki Ola Saki.
- Her Gördüğü Periye Gönül Müptela Olur.
- Tuti-i Mucize Guyem Ne Desem Laf Değil
A. Bahatttin Yetiş
Nuri ÖZCAN https://islamansiklopedisi.org.tr/itri-efendi-buhurizade