1651 yılında Hakkâri’nin Hân köyünde doğdu. Mem u Zin adlı eseri yazan kürt edebiyatçı, şair, astronom ve İslam âlimidir. Ahmed-i Hani, kendisi gibi âlim olan İlyas’ın oğludur. Çevre halkına faydalı olabilmek amacıyla eserlerini umumiyetle ana dili olan Kürtçe ile kaleme almıştır. Kürtçenin yanında Arapça, Farsça ve Türkçeyi de iyi bilmektedir.
Hayatı boyunca hiç evlenmeyen Ahmed-i Hani, kendini İslam ilim ve kültürüne adadı, büyük bir âlim ve mutasavvıf olma yolunda emek harcadı. Evlenmemiş olsa da yazdığı aşk şiir ve hikâyelerinden duygu yüklü bir insan olduğu görülmektedir. Bir ara zengin ve kültürlü bir aileye mensup Selma adında bir kıza âşık olduğu ve bu vesileyle aşk şiirleri yazdığı söylenir. İshak Paşa Sarayı'nın temeli atılırken dua ettiği rivayet edilen Hani, bu sarayda kâtiplik yapmıştır. Bunun yanında gençlik yıllarında Botan Beyi'nin meclislerinde uzun süre bulunduğu gibi diğer beyliklerle de yakın ilişki kurduğu bilinmektedir. Doğubayazıt'ta Muradiye Camii’nde imamlık yapan Ahmed-i Hani, Beyazıt Mir Muhammed’in de divan kâtipliği görevini yürüttü. Hayatının son dönemlerine doğru kurduğu Hani Medresesi'nde İslam kültürüne dair dersler verdi ve bölge civarındaki gençlerin İslami terbiye ile yetişmesi için çaba gösterdi. Ahmed-i Hani bir süre bölgenin kültür merkezi olan bugünkü Şırnak'ın Cizre ilçesinde yaşadı. Sonraki süreçlerde Doğubayazıt’a yerleşti ve 1707 yılında Doğubayazıt’ta vefat etti.[1]
Kabristanı İshak Paşa Sarayı’nın 500 metre doğusundadır. Doğubayazıt halkı ve Doğubayazıt Belediyesi mezarını kümbetle imar etmiş (1990 - 1991). Daha sonra gelen Zin ve Mem'ler, Zin'in aşkına kümbet mahallini düzenleyerek Zin bahçesine çevirmiştir. Halkın hem mesire, hem ziyaret yeridir. Mekân ibadet, ziyaret, ümit, yani hem tedavi hem de kutsal alan olarak telakki edilmektedir. Sürekli yoğun bir ziyaretçi bulunmaktadır.[2]
Ahmed-i Hani Güzel Sözleri
- Günahlardan çabuk tövbe etmek gerekir. Tövbesi olmayan hiçbir günah yoktur.
- Mutluluk senin olsun, dert bana yoldaş...
- Memo için ağlasın dilberler, Zin'in derdine gülsün âşıklar.
- Kalbin emrine girenin payına yalnızlık düşer.
- El âlem ateşi söndürür su ile. Bense suyu söndüreceğim ateşle.
- Kötü tohum toprağa düştüğünde acıdan başka meyve vermeyecektir.
- Allah’ım! Nasıl aşktan doğuş verdiysen sonunda da güzel bitiriş bahşet.[3]
A.Bahattin YETİŞ