Başlık 2: Biraz da Yaman Dede (Mevlevî şairi)
Yaman Dede 1887 tarihinde Kayseri’nin Talas ilçesinde doğmuştur. Asıl adı Diamandi’dir. Babası iplik tüccarı Yuvan Efendi, annesi Afurani Hanım’dır. Henüz küçükken ailesi Kastamonu’ya yerleşir. Öğrenim hayatına burada Rum Ortodoks Mektebi’nde başlar; daha sonra Kastamonu İdâdîsi’nde okurken Farsça hocası İskilipli Osman Efendi’nin verdiği, Mes̱nevî’nin ilk on sekiz beytini okuma ödevini yerine getirdiği sırada ruhunda büyük bir değişim meydana gelir. Daha sonra 1909’da İstanbul Dârülfünunu Hukuk Mektebi’ne girer. Mezun olunca Beyoğlu Birinci Hukuk Mahkemesi zabıt kâtipliğine tayin edilir. Bir yandan da Galata Mevlevîhânesi’nde Ahmed Celâleddin Dede ve Ahmed Remzi (Akyürek) Dede’nin Mes̱nevî derslerine katılır. Ahmed Remzi Dede onun çalışmasını ve gayretini takdir ederek kendisine Yaman Dede adını verdi.
O dönemde Müslüman gibi yaşamaya başlar, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ihtifallerinde konuşmalar yapmaya başlar. Yaman Dede, gençlik yıllarından itibaren İslâmiyet’i benimsemekle birlikte ailevî bazı sebepler yüzünden bunu açıkça söylemekten çekindiğini, İslâmî eserleri gizlice okumayı sürdürdüğünü, ailesiyle birlikte kiliseye gittiği zamanlarda dua etmeden çıkmıştır, tam kırk yıl boyunca ailesinin haberi olmadan bazen sahura kalkmadan, bazen iftar etmeden oruç tutmuştur.
Yaman Dede, İslâmiyet’i kabul ettikten kısa bir süre sonra gayri müslim eşinden ve kızından ayrılmak zorunda kalır. Bu durum ruhunda derin yaralar açmıştır, avukatlık yapar ve bazı okullarda ders vermeye başladı. Daha sonra avukatlığı bırakıp tamamen öğretmenliğe yönelir. Saint Benoit ve Notre Dame gibi yabancı okullarda, İstanbul İmam-Hatip Okulu ve İstanbul Yüksek İslâm Enstitüsü’nde Türkçe, edebiyat, Farsça, Arapça derslerine girer. 1961 yılı başlarında rahatsızlandığı halde derslerine devam etmiştir, 3 Mayıs 1962’de vefat eder ve Karacaahmet Mezarlığı’na defnedilir.
Yaman Dede’nin hayatında şiirin özel bir yeri vardır. Kendisi hayatın içindeki her şeyin aslında bir şiir, şairin de görünmeyen dudakların üflediği bir ney olduğunu söyler. Şiirleri arasında bilhassa “Dahîlek yâ Resûlellah” çok meşhurdur. Müslümanlığı, içinde bütün kâinatın yer aldığı bir aşk diye nitelendirmiş, insanın bu aşk sayesinde yükseleceğini, insanlığın olgunluk ve mutluluğunun buna bağlı olduğunu, bu aşamaya ulaşıldığında ıstırabın zevke döneceğini ve insanın ruhuna akacağını, böyle bir durumun ise anlatılamayacağını, ancak duyulabileceğini ifade etmiştir.[1]
Yaman Dede’nin Bir Şiiri
-Yak sinemi ateşlere efganıma bakma
-Ruhumda yanan ateş ü niranıma bakma
-Hiç sönmeyecek aşkıma imanıma bakma
-Ağlatma da yak hal-i perişanıma bakma
A. Bahattin Yetiş
[1] Haşim ŞAHİN https://islamansiklopedisi.org.tr/yaman-dede